IŞIKLARDAN BİR DEMET
- Farkındalık Yolculugum
- 27 Tem 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Ağu 2024

Hellolardan bir demet diyor Alev, yapışıverdi benim de dilime. Alev mi kim, Apo’nun Alev, Kızılcık Şerbeti. Ay yoook canım Tv sevmiyorum ben, sadece 2 aileyi yakından takip ediyorum :) Ünallar ve Soykanlar, sonraki haftaya kadar karakterlerin analizini yapmaya devam ediyoruz. Kimin neye ihtiyacı var onları düşünüyoruz, eğlenceli yani. Durun durun bunu anlatmayacaktım size.
Bu eve taşındıktan sonra gardıroba söylenip duruyorum, hey allahım bi şey de gözükmüyor, ustalar neden ledini yapmamış ki, neden herkes işini severek yapmıyor, neden her işi takip etmek durumundayız? Herkes kendi kapısının önünü süpürse misali.. ya da Halil Cibranın dediği gibi dokuduğun atkıyı sevdiceğin takacak gibi dokumak..
Mağdurum da mağdurum yani, dolabın ledi yok derdim büyük a dostlar. Dolabın önünde geçen süre kısa, olumsuz düşünceler dilimden çıkmıyor ama zihnimde dönüp duruyor, etkisi uzun.. Takıldım çünkü.. herkes işini düzgün yapsın düzgün yapsın, neden yapmıyor? Ben buna takılınca elbet de derslerim de buna dönük, her konuda bunu söylemeye başlar oldum. Onu da mı ben düşüneceğim? işin ehli o değil mi? Ya neden para verdik madem? Bu hali ile ben de yapardım.. uzayıp gidiyor bu eleştiriler. Çünkü henüz öğrenmemiştim, ben söylendikçe olaylar dizi serisi gibi geldikçe geliyordu.
Mesela yine bi ışık meselesi. Dağınık ev yoktur az dolap vardır felsefemle eve verimli olabilecek yerlere dolap yaptırıyorum. Yaptırdım yine bi tane, dedim ki bunun içine bi de ışık taktık mı tamamdır. Olmaz dedi ustamız, çok iş kablo çekilecek güzel durmaz falan.. iyi madem dedim, sen öyle diyorsan öyle olsun, işi ehline bırakıyorum, eşelemiyorum, “elbet bi çözümü vardır” demiyorum hadi. Her defasında koridorun ışığını yakıyorum, o da tepeden arkamdan vuruyor, gölgemle kızışıyorum, ışığın nereden geldiği önemli sonuçta :)
Aylar geçti.. benim zihnimde ışık meselesi takılı, ışığımı kesmeyin kardeşim benim, tepem atıyor :)
Alışveriş sitesinin birinde şarjlı sensörlü ışık gördüm neee dolap içi lambası mı o , nasıl yani, yapışkanlı mı, güzel mi, attım sepete. Kargo geldi, hemen yapıştırdık dolabın içine. Aaa baya güzel bi şey bu ya, dolabın içini de düzenlemişim, kapağı açınca da ışık aydınlatıyor, daha ne olsun mis gibi, gidip gelip kapağı açıyorum. Ne oldu ustam varmış çözümü :)
Yeni bi şey keşfetmenin tadıyla yeniden aldım lambadan, bu sefer ki projem geceleri wc yolculuğunda tedirgin olmamak, belki sadece 10 adım ama uyku arasında yürürken bi yere çarpacağım hele ki küçük serçe parmağımı vuracağım endişesi bana hiiiç iyi gelmiyor. Nasıl olsa yapışkanlı bu lamba, hadi bakalım bulalım en doğru yeri. Test ediyorum, yataktan ayağımı indirdiğim an yanıyor, süpeeeer işte bu, yolum aydınlanacak artık, tek hareketimle istediğim ışığa kavuşuyorum :)
Oradan zihnim sensöre gitti, acaba benim sensörlerim ne odaklı?
Neyi görünce tepki veriyorum?
Neyi görünce motive oluyorum?
Neyi görünce error veriyorum?
Sahi ben neleri görmek istiyorum hayatımda, odağımda neler var? Nelerle olmak iyi geliyor bana? Egom ses verdi hemen. Bu yaşıma kadar bunları bilmiyor muydum? Dur tatlım, bildiklerim vardı elbet. Ben değişiyorum, bugün ki ben için bu soruların cevabı nasıl?
Senin sensörün ne odaklı? Sen neyi görünce başkalarının yolunu aydınlatıyorsun?
İnsanların yolunu aydınlatmak için biz, nasıl olmalıyız?
Güneşin böyle bi derdi var mı ? Her daim aydınlatıyor, ısıtıyor. Bulutlar geliyor önüne yine de “ay bulut geldi ben ışığımı kapatayım” demiyor. Bulutlar engel olamıyor onun ışığına. Çünkü o GÜNEŞ!
Sence ışığını tam potansiyelinle yansıtıyor musun?
Hangi konuların içindeki güneşe engel olmasına izin veriyorsun? Fark et!
Sen insan siluetinde bi güneşsin ışıksın aslında, hatırla, parla…
Işığımız her daim parlasın, aydınlatsın :)
19.12.2023
Comments